Sosyoloji Derneği, 18.01.1990 tarihinde Ankara’da 11 sosyoloğun öncülüğünde kurulmuştur. İlk genel kurulunda 40 olan üye sayısı, bugün 400′ü aşmıştır. Merkezi Ankara’da olan dernek, Bakanlar Kurulunun 10.02.1999 tarih ve 99/12405 sayılı kararı ile “Kamu yararına çalışan dernek” statüsü kazanmıştır. Şubesi bulunmamaktadır.
Dernek amacı, tüzüğünde; “Türkiye’de sosyolojinin anlaşılmasına, gelişmesine ve de yaygınlaşmasına katkı yapmak, bu alanda bilimsel etkinliklerde ve yayında bulunmak, toplumbilimciler arasında birlik ve dayanışmayı sağlamak” olarak ifade edilmiştir.
PERSPECTIVES ON THE EVOLUTION OF FEMINISM THROUGH MODERNIZATION AND ISLAM IN TURKEY
ABSTRACT
This article aims to give a different perspective to the most crucial theoretical elements for feminist movements in Turkey. The history of feminist movements is divided into three periods: the late Ottoman, which began in the 1920s as a state project; the long silence period, which started in the first period of 1930s and spread throughout society until 1980 military coup; and the second wave period starting in the 1980s which was a very complex period where women had a chance to increase the impact of their actions and voices. Although women gained chances to vote, education and property rights during 1930s, they began the movement to call attention to their rights and freedoms. While there is already an impressive collection of research regarding the status of women in Turkey, this article aims to give an overview of feminist movements dealing with reproduction focused on a combination of judicial, social, and political concepts.
ÖZET
TÜRKİYE'DE MODERNLEŞME VE İSLAM’IN FEMİNİZM GELİŞİMİNE BAKIŞ AÇILARI
Bu çalışma, Türkiye'de feminist hareketlerin en önemli teorik değerlerine farklı bir bakış açısı ile yaklaşmaktadır. Feminist hareketlerin tarihi üç döneme ayrılır: devlet projesi olarak 1920'lerde başlayan son Osmanlı dönemi, 1930'ların ilk döneminde hız kazanan, 1980 askeri darbesine kadar uzanan ve toplum genelinde yayılan uzun sessizlik dönemi ile kadınların ses ve eylem şanslarını arttırmak için 1980'lerde başlayan siyasi karmaşa sürecinin yaşandığı ikinci dalga feminizm hareketleri. 1930’larda kadınlar her ne kadar oy kullanma, eğitim ve mülkiyet haklarına kazanım sağlasalar dahi hak ve özgürlük kısıtlarına dikkat çekmek için bu harekete başlamışlardır. Cinsiyet normları farklı kadın grupları için farklıdır; geleneksel ve modern değerler düzeni korumak adına içiçe geçerken, feminist hareketler böyle karmaşık bir ortamda birden çok soruna değinemez. Türkiye'de kadınların durumuna ilişkin oldukça çarpıcı araştırmalar olduğu halde, bu çalışma yeniden üretim ve evrensellik açısından hukuki, sosyal ve siyasi kavramların birleşimine odaklanarak feminist hareketler için en önemli kuramsal unsurları değerlendirmeyi amaçlamaktadır.