MARX, DURKHEİM VE WEBER’DE BİLİM, ETİK VE SİYASET GERİLİMİ VE SOSYOLOJİK BİREYCİLİK: KLASİK SOSYOLOJİK GELENEKTE BİR DİYALOG GİRİŞİMİ

ÖZ

Klasik sosyolojiden bir miras olarak kalan değer bağımsızlığı aksiyomu, sosyolojinin gelişimi boyunca fazlasıyla daraltılmış bir şekilde algılanmış; bu da sosyolojinin saf bir bilim olmak uğruna etik, antropolojik ve siyasal içgörülere karşı körleşmesine yol açmıştır. Bu makalede Marx, Durkheim ve Weber’in eserlerinde değer bağımsız sosyoloji tasarısının etik, antropolojik ve siyasal düşünümlerden vazgeçmeye götürmediğini ortaya koymayı deniyorum. Marx’ta bilimsel tasarı, normatif boyutlar taşıyan “eleştiri” kavrayışından ayrılamaz. Durkheim, kariyerinin başında olgu ve değerleri ayırmasına karşın, daha sonra olgu ve değerleri, kavramlar ve idealleri ve nihai olarak doğa ve toplumu “spekülatif natüralizm” adı verilebilecek yaratıcı bir felsefi kavrayışta sentezlemeye girişir. Olgu-değer ayrımını en sert şekilde savunan Weber bile, araçsal rasyonalite ile değer rasyonelliği arasındaki kopuşun üzerinden gelmeye çalışır. Makalemin diğer bir merkezi iddiası, üç öncünün üçünün de etik vizyonlarının “sosyolojik bireycilik” adı verilebilecek bir bireycilik olduğudur. Sosyolojik bireycilik, birey ile toplumu karşıtlaştırmak yerine birleştirmeye çalışan, insanı akılsal ve duygusal boyutlarıyla bir bütün olarak gören bir bireyciliktir.

ABSTRACT

TENSIONS BETWEEN SCIENCE, ETHICS AND POLITICS IN MARX, DURKHEIM AND WEBER AND SOCIOLOGICAL INDIVIDUALISM: A DIALOGUE IN THE CLASSICAL SOCIOLOGICAL TRADITION

The axiom of value neutrality which inherited from classical sociologists has been understood in a very norrow way in the development of sociology as a scientific discipline and this rendered sociology blind to ethical, anthropological and political insights. In this article I assert that in the works of Marx, Durkheim and Weber the project of value neutral sociology does not lead abandoning the ethical, anthropological and political reflections. In Marx, the “scientific” project couldn’t be separated from “critique”. Although Durkheim has separated facts and values at the beginning of his career, later he tried to synthesize them in a philosophical attempt that could be named as “speculative naturalism”. Even Weber, who defended fact-value separation most rigorously, tried to overcome the rupture between instrumental rationality and value rationality. Another central claim of this article is that the ethical visions of the three pioneers of sociology is a kind of individualism that could be called as “sociological individualism”. Sociological individualism tries to associate individual and society instead of seeing them polar opposites and treat human beings as a totality of reason and emotion.

Devamı...